Sürgün Dergisi'ne destek olmak ister misin?

Destek Ol

Sürgün Dergisi Logo

Yağmur Duası

bin yıllık bir yalana inanıp, 

yürüdüm, dünyanın binbir rengine.  

bir an ayak sürüdüm, eşikte

içimde, dur diye seslenen bir tereddüt,

vah ki duramadım. 

ahşap kapının pervazından, bir kıymık 

saplandı bileğime, 

gömleğimde kan izi, ardımda bir ince sızı,

bir büyülü çağrının, hazzıyla kanatlandım.        

 

ne çok rüzgar biriktirdim, tenimi sağrılayan,

ne arsız rüyalara, teslim oldu gecelerim. 

her isyanım, övgüyle alkışlandı, 

her günahtan sonra, omuzlarda taşındım.

Adıma, ödüller adandı, 

başlara tac edildim,   

baştan çıkarıldım,  

başım döndü, 

başa döndüm.

 

Ne kadar yükselsem de heyhat, 

başım göğe ermedi

karanlık denizlere sürdüm yüzümü

yıldırımlar parçaladı, 

dedemden miras kalan, bin yıllık ağıtları. 

rahmet yüklü bulutlara değdi, nihayet başım

ıslandım, safran rengi sağnaklarda,

şükür ki toprağa karıştı, dökülen isyanlarım. 

 

bir seher vakti, hesapsızca uyandım felaha, 

bütün renklerin cem olduğu sabaha. 

anladım, siyahmış örten ve gizleyen beyazı

döktüm cebimden,  karşılıksız pişmanlıkları

iki parça yaşamaktan bitap yüreğim, 

yıllar önce, terk ettiğim yerdeyim.

 

İşte şu, gömleğimden  iz taşıyan kapı,

işte şu, kıymığını taşıdığım pervaz,

kabul edilmiş, bir selama rast gelmiş olmalı ki 

şu aciz kulaklarım.

başımı, kaçtığım kapının eşiğe koyup, 

beklemek bahşedildi bana.

adımın ne önemi var,
Adem, diye tesmiye edilmiş dedem.

bağışlanma dilerim…

Sayı: Sayı 07

Kategori: Şiir

Yazar: Mehmet Bulayır