Sulanmış Kelimeler

Rıza abi bize ordan iki çay kap getir

Bu gece devlet kurup devlet yıkacağız

Tarihe şahitlik edecek kelimelerimiz

Duvarlara afiş asacağız

Kutsal davamız

İri puntolu laflarımız

İdeallerimiz

Kavgamız, aşkımız

Ne de olsa genç değil miyiz?

 

Rıza abi bize şu siyah poşetlerden getir

Büyük olanlardan 

Vazgeçtiğimiz hayalleri dolduracağız içine

Baş ağrılarımızı

Kalp kırıklıklarımızı

İncittiğimiz karıncaları

Tepeleyip göndereceğiz şehrin dışına

Ne de olsa göz görmeyince gönül katlanmıyor mu?

 

Rıza abi şu senin plakçılardan haber var mı?

Nicedir mahalleye uğramayan eskicilerden

Zerzevatçılar, hasırcılar, arzuhalciler

Urgancılar, zembilciler, kendirciler

Aman guzum aman okuyun 

Okuyun da memur olun teyzeler!

 

Rıza abi bu alçak tavanlı şehir benim yurdum

Beni hep aynı yerimden tartaklayan sızı aynı sızı

Bu her birimize koyu bir gerdanlık gibi yazgı biçen

Memleket benim memleketim

 

Rıza abi ben uçurtmalardan umudu kestim

Serçelerden, martılardan, kırlangıçlardan 

Modern zamanının avcıları gökyüzüne tünediğinden beridir

Özgürlüğün kokusu duyulmadığından

Ne olsa uçma hakkı güçlü olanda değil midir?

 

Rıza abi kaybolmuş günlerimin yasını getir

Bir başka baharda açabilmem için

Suladığın kelimeleri 

Yanı başıma getir.

Ne de olsa kelimeler

Filizlenmek için değil midir?