Sürgün Dergisi'ne destek olmak ister misin?

Destek Ol

Sürgün Dergisi Logo

Sechster tag

Yer yarıldı, ve şehre son verildi.
Azap gemileri yanaştı dört yol ağzına bir de çapa: büyük, derin ve yoksul.
Durmadan sarsıldı şehir ve “ol!”denildi.
Yüreğinde durmadan karışan ve kaçışan o sahipsiz, belki çocuk, belki ulu bir çınar gibi
büyüyen o korku!
Her nefeste eriyen göz pınarları ve tükenmiş kibrit çöpleri her yer…
Küflü bir maden yatağı: o müthiş rutubet
ve kim dayanabilir O’nsuzluk kuyusunda henüz ışık bile kaçamıyorken kaderden.
Kelimelerim kendini ihbar ediyor şehrin otobanında
Bir lastik izi: Belki şimdi bizi de götürürler o sürgünden arta kalan şen şakrak cennet
bahçelerine.
Hayır.
Şimdi bir rulet masası hayal ediyorum, üstelik ben bile inanmıyorum:
Yer gök birleşik bir serap şimdi.
Kaynar bir su içiyorum ne kezzap ne amonyum hayır,
Hayır, bu içtiğim içimde beslediğim
ve besledikçe kendimi tükettiğim umut destesi.
Bizi de var ederler elbet bir gün diyorum
Çınlayan ve gittikçe çınlayan bir kurtuluş bestesi çalınıyor kulaklarıma
Hamdü sena ve azze ve celle!
Şimdi, ben de tütüyorum
Tıpkı bir dumanın dağınık savruluşları gibi göğe yükseliyorum.
Tanrım, senden ümidi kesmiyorum.

Sayı: Sayı 01

Kategori: Şiir

Yazar: Ayşe Zülal Günay