Sürgün Dergisi'ne destek olmak ister misin?

Destek Ol

Sürgün Dergisi Logo

Güneş Ne Zaman Doğacak?

Geçen hafta TV’de rast geldim, çok izlenen meşhur bir yazarımız eserinin ana karakterine, uzun süren ve birçok badirelerle karşılaştığı, sıkıntılı hayat hikâyesinin bir ara durağında, “Bizim için her gün arefe, bayram ne zaman gelecek?” diye sordurunca; kalbimin bu yargıya meyletmesinden endişelendim. Çünkü İlk bakışta haklı gibi görünen ve bir çoğumuzun onaylayacağını düşündüğüm bu soru, aslında bizi umutsuzluğa dahası kaderi sorgulamaya iten bir itiraz barındırıyor. Halbuki her müminin adı gibi bildiği üzere, otuz gün oruç tutan herkes için arefenin ertesi bayramdır. Ve yine aynı şekilde, kapısına kurban alıp bağlayan her niyet sahibi bilir ki beklenen ve muhakkak gelecek olan bayramdır. Mesele zamana ket vurma çabamız ve sabırsız oluşumuzla ilgilidir. Zaman dediğimiz şey bilindiği gibi izafidir ve tecrübe edenlerin malumudur ki eza ile geçen bir dakika mutlu geçen bir günden daha uzundur. Keşke hiç eza, hiç karanlık, kısaca hiç kötülük olmasaydı diye hepimizin aklından geçtiği olmuştur. Oysa gün sonunda ezanın, karanlığın ve hatta kötülüğün kabul edilmesi gereken bir hakikat olduğunu anlarız. Mutlu geçen zamanlar kıymetini ezanın varlığından alır. Kadim düşünce geleneğimizde sıkça kullanılan bir ifade ile “her şey zıttı ile kaimdir;” Bayramı kıymetlendiren, vardığımız günü bayram kılan sabredenlerin, razı olanların ve hak edenlerin ödülü olması gerçeğidir. Hülasa gece ne kadar uzun ve karanlık olursa olsun, Yüce Tanrı’nın vaadi tecelli edecek, şafak sökecek ve beklenen güneş doğacaktır. Lakin insanoğlu sabırsızdır. Uzun vadeli ödüller yerine kısa vadeli hazlara teslim olur çoğu zaman. Ve bu hazlar güneşi unutturur ona, geceyi aydınlatan cılız neon ışıklarına aldanır. Ve şafak vakti yorgun düşer, dalar uykuya, doğan güneşin şifa veren aydınlığından habersiz kalır. İşte sürgün yazarları bu ay gözlerini umuda, yani Güneş’e çevirdiler ve görelim bakalım bize ne anlatacaklar umuda ve yarınlara dair… Temmuz ayında “Aynadaki Sürgün’de” buluşmak üzere hoşça kalın…

Mehmet Bulayır

Genel Yayın Yönetmeni