Sürgün Dergisi'ne destek olmak ister misin?

Evet

Sürgün Dergisi Logo

Kul Ahmet’in Paltosu

Bu sayımızın teması olan palto, bana rahmetli Barış Manço’nun meşhur Kul Ahmet’in Ceketi şarkısını hatırlattı. Ne zaman bu ezgiyi duysam, mahalle aralarında yankılanan hüzün, mahcubiyet ve vakur, bir de sabır gelir aklıma. … “Mahalleye dert oldu Kul Ahmet'in ceketi Kul Ahmet erken kalkar, haydi ya nasip derdi Kimseler anlamazdı, ya nasip ne demekti…” … Bilirsiniz, mahalleliye dert olan Kul Ahmet’in ceketi, sonunda yoksul bir mahalleliye kefen olur. Aslında Barış Manço, bu dizelerde, bir cekete yükledikleri anlam üzerinden, insanların önyargılarına dikkat çekip sorgular. Ve bir yandan da insanların nasip ve kısmet gibi kadim kavramlardan bîhaber olduklarına dikkat çeker. Palto üzerinden de benzer bir okuma yapabiliriz; hatta palto, ceketten daha uygun olur zannımca. Zira palto, bir taraftan sığınılacak bir liman, diğer taraftan içimize giydiğimiz belki eski, modası geçmiş ya da rengi solmuş kıyafetlerimizi- kusurlarımızı, kırgınlıklarımızı- örten bir perde… Dahası, bir gün bir başkasına devredebileceğimiz; hele de ihtiyacı olan birine uzatıldığında, anlamı katlanarak artan son derece makbul olacak bir emanettir. Belki de bu yüzden kefen olmaya ceketten daha layık olsa gerektir… Ve nihayet, sonbahar yine kapımızda. “Paltolarımızı” dolaptan çıkardık. Belki birinin cebinden unutulmuş bir not ya da bir anı çıkar, kim bilir? Bakalım bu sayıda Sürgün yazarlarımız hangi paltolara bürünmüşler… Ben de en az sizin kadar merak ediyorum. 16. sayımız bir “sır” olacak. Fazla da kurcalamayın; daha fazlası yok, “sır” dedik ya:)

Mehmet Bulayır

Genel Yayın Yönetmeni