Sürgün Dergisi'ne destek olmak ister misin?

Destek Ol

Sürgün Dergisi Logo

Nice Mavi Günlere Uyanmak

Her insan kendi ruh halini  andıran bir renkte bulur kendini. Pek çoğumuz “Acaba bir renk olsaydım hangi renk olurdum?” gibi bir soruyu zihninde evirip, çevirmiştir. Halbuki  hayatımızın her köşesinde yer alan farklı renkler bize şu cevabı veriyor “Senin varlığın benim varlığımdır.” Bir ayna gibidir insan ve renk. Birbirleriyle hemhal ve tanışıktırlar. Bu yakınlık münasebetiyle insanların mizaçları olduğu gibi renklerinde bir mizacı vardır diyebiliriz. Mesela geçmişte insanlar mor rengini daha çok tercih edermiş nedeni ise bu renk pigmentinin zor bulunması ve zor işçiliğiymiş. Ender rastlanan iyi mizaca sahip insanlar da böyledir, nefs tezkiyesi ile yoğrulmuş iyi bir amaca sahip olanlar pek görünmezler. Onlar sadece müdavimdir.  Diğer tüm renklerin hikayesini burada anlatmak sözü uzatır ve metnin ana temasından uzaklaştırır. En iyisi mi ben krem rengi ile boyanmış duvarın karşısına oturup, siyah renkli bilgisayarım üzerinden mavi rengine dair düşüncelerimi yazayım. İyi ki şanslıyım, çünkü pencere açık ve masmavi gökyüzü henüz fabrika dumanı ile kirlenmemiş bir şekilde doğallığını korumaya çalışıyor. Bizim heybemize düşen ise ibret almaktır. Hayatımızdaki fabrika dumanı gibi bazı durumlarda mavi rengi gibi sakin ve doğallığımızı koruyabilmektir ibret alınacak olan. 

Kelimenin etimolojisine değinmek gerekirse; Arap dilinde mai, su anlamına gelmektedir hani bazen “Su gibi aziz ol” demekle yücelik atfetmiş oluruz. Eski Türkçede ise “gök” demek münasip görülmüş. Galiba ecdadımız mavi rengine yücelik atfetmekte pek mahir gibi görünüyor. Ecdadımızın resmen turnayı gözünden vurarak yaptığı ruhi tespitler takdire şayan çünkü onlar yüceliği ve yüce gönüllü olabilmeyi mavi renginin iki karakteri olan güven ve huzur olarak algılamışlar. Demek ki yüce gönüllü bir insanın mizacı sahip olduğu huzur ve güvendir. İmam Gazali (r.a) gökyüzüne bakmanın faydalarından bahsederken, insana huzur ve kalbe şifa veren göğe boşuna değinmemiş. Haşmetli mavi bir gökyüzü ve uçsuz bucaksız kocaman bir denizin insanda korku veya kaygı gibi duygulara değil de huzur ve sakinliği çağrıştırması elbette ilahi bir takdirin gereğidir. Bu ilahi düzen insan için en manalı düzendir çünkü kendimizi ancak O’nun varlığı ile hakikati seziyor ve şükrediyoruz.

Mavi, üzgün zamanlarımızda ferahlık verir bunun nedeni göğün ve denizin, kederlerin zincirinden azade olma cesaretini ruhlarımıza sirayet etmesidir. Mavi, umuttur; her ne olursa olsun sonsuzluğu çağrıştırır. Mavi, hasrettir; göğe baktığımızda O’na kavuşacağımıza dair bir tesellidir. Mavi, manzumedir; semavatın ihtişamı ve denizin sadeliği bize yüce gönüllülüğün satırlarını, sadırlara nakşetmektedir. Velhasıl kelam etrafımızda hakikate dair sezeceğimiz pek çok ibret vardır: insanlar, düşünceler, tabiat ve renkler.

Karanlık zulümlerin sona erdiği nice umut dolu mavi günlere uyanma duasıyla.

Sayı: Sayı 09

Kategori: Deneme

Yazar: Hikmet Şeyhanlıoğlu