Sürgün Dergisi'ne destek olmak ister misin?

Destek Ol

Sürgün Dergisi Logo

Hazan

Ayrıldım.

Kafamdaki bitmek bilmeyen düşüncelerden.

Her gün elimden ayırmadığım not defterimden.

En sevdiğim arkadaşımdan.

İnsanlara laf anlatmaktan.

Ayrılık da bir vazgeçiş imiş, öylesine bir günde anladım. Anlatmaktan vazgeçişimin, anlatacak hiçbir kelimem kalmayışıyla aynı olması kadarmış. İçimi dökmekten vazgeçişimin de büyük bir ayrılık savaşı olduğu muhakkakmış.

Ayrılık tam da oymuş. Artık trenleri, otobüsleri, gemileri sevmeyişim. Tren garındaki ayrılma sahnelerinin hüzünlendirmeyişi. Esen sert rüzgarla uçuşan eşyalarımın, kırılan bardakla etrafa saçılan cam parçalarının, sevdiğim gömleğimin renginin solmasının ehemmiyetsizliği. Hepsi, adını bilmediğimdenmiş.

Ayrılık, bizim ta kendimiz değil miymiş? Fıtratımızdaki imiş. Biz, bir kere dünyadan ayrıymışız. Zor da olsa gerçek, ayrılıktan var olduğumuzmuş. Hayatımız ondan ibaretmiş. Ayrılarak gelmişiz bu yurda. Var oluşumuz öyle başlamış, öyle sona erecekmiş; yine ayrılıkla…

Hayatımız hep bir ayrılıklar süreciymiş. Adını koyamadığımız ama her an yaşadığımız. Varoluşla başlıyorsa ayrılığımız, demek ki ayrılık lazımmış. Doğru ve dimdik evrilebilmemiz, doğru yerlere gidebilmemiz, doğru yerlerde buluşabilmemiz için hakmış. Gidenlerin geri gelmesi, susanların konuşması, alanların vermesi, sevmeyenlerin sevmesi için varmış. 

Son bulan her şeyin başlamasıymış. Uzaklara daldırır, şarkılar söylettirir, gözyaşı akıttırır, özlem kabartırmış. Ama gerekliymiş. Vuslatın kıymetini, sevginin yüceliğini, gelmenin, konuşmanın, içini dökmenin kıymetini bilmekmiş.

Çünkü: Ayrılık da sevdaya dahil imiş.

Ayrılık olmasaymış kavuşmak neye yarar imiş.

Ayrılık, her şeyi en baştan yaşanılır kılmak imiş.

Saati tekrar 06.00’a kurmak,

Her sabah perdeleri açıp güneşe bakmak,

Anneni aramak,

Sevdiğine çiçek almak,

Beğendiğin kitabı yarıda bırakamamak.

Alışkanlıklarınmış, umudunu devşiren. Tam bitti derken başa döndürenmiş. Yazdan ayrılmanın habercisi olan fakat tekrar o yaza geleceğini de duyuran bir hazan yaprağıymış. Gözünü kapattın sandığın anda gözünü açtıranmış. Ayrılık, insanı gurbette olduğuna bir kez daha uyandıranmış. 

Sayı: Sayı 03

Kategori: Deneme

Yazar: Şeyma Yılmaz Cebeci