Sürgün Dergisi'ne destek olmak ister misin?

Destek Ol

Sürgün Dergisi Logo

Eski Balkon

Ben küçükken annemler Türk kafalarını çalıştırarak balkonu eve katmışlardı. Böylece
evimiz daha büyük olabilecekti. Annemler balkonu içeriye almış olmasına rağmen
eski balkonumuz bu durumu kabullenememiş olacak ki her yazın biraz daha isyan
ediyordu. Bırakın beni diyerek annemlerin zorla yaptıkları yerden ayrılıyordu. Ben
eski balkonun bu isyanını çok seviyordum. Direnişini hiçbir zaman bırakmıyordu.
Annemler ise inatla çatlaklarını dolduruyorlardı. O da annemlerin inadını görüp daha
fazla inatlaşır ve çatlardı. Bana da seyirlik çıkardı.
Ben yarıkların ötesinde başka bir diyarın var olduğunu zannederdim. O aslında bir
kapıydı ve bize arkasında bir şeylerin var olduğunu anlatmaya çalışıyordu. Ben o
yarıkların en büyük olduğu zamanları seviyordum. Oradan tatlı bir rüzgâr esiyor,
parlak yapraklar görebiliyordum. Anneme burası nereye açıldığını sormuştum. O da
evin arkası olduğunu söylemişti ama evin arkasına gittiğimde yarıkların arasından
gördüğüm dünya orası değildi. Anneme bunu dediğimde “saçmalama evin arkası işte,
neresi olacak başka” demişti. Ama evin arkasında tatlı rüzgârlar esmiyordu.
Yapraklar da parlak değildi. Eski balkonumuz anneme kızdığı için ona göstermediğini
düşünmüştüm. Ama bana gösteriyordu. O yarıkların arkasındaki dünyayı
seyrediyordum. Hep yarıkları izlemeye başladığımda göz kırptı bana, bak ben
buradayım diye ama gidemedim. Yeterince küçük olsaydım gidebilirdim oraya.
Küçültücü hap bulsam tamamdı bu iş ama bu hapları nerede bulacağımı
bilmiyordum.
Artık annemler o balkonun isyanıyla daha fazla uğraşmak istemedikleri için içeri
kattıkları yeri balkonla beraber yıktılar. O yarıklarda balkonla beraber gitti. Eski
balkon bu sefer inatlaşmadan veda etti bizlere. Artık belki de yorulmuştu sağırların
dünyasına haykırmaktan.

Sayı: Sayı 02

Kategori: Deneme

Yazar: Rabia Kapıcıoğlu