Sürgün Dergisi'ne destek olmak ister misin?

Destek Ol

Sürgün Dergisi Logo

Durakların Hisleri

Yol, ne sır bir kelime…
Yokla var arası bir yerde.
Duyguların hicret ettiği, durakların değiştiği, yoldaşın haritan olduğu, bazen hiç adım
atılamayan ama adı hep var olan, ümitle adım atılan bazen varılan bazen varılamayıp
unutulan.
Her şeyiyle insanı tekliğin dışına götüren doğumla başlayan sonunun sır olduğu bir sürü
sürecin toplamıdır.
Esasen bir uzunluğu, bir süresi, bir yönü, bir planı, bir varışı, bir rötarı var mıdır?
İnsan için bunların kaçının cevabı vardır, kaçına cevap verebilir?
Kalbi ve aklı olan, birbirine can olan, su olan, en önemlisi yoldaş olabilmekle sınanan insan
için yollarının sayısını arttırmak, gençliğinin heyecanına, dinamikliğine ve yaşlılığının
tecrübesine verilebilecek en anlamlı haldir.
Yolların sayısı arttıkça durakların sayısı artar, soluklanacak yer sayısı, çeşitliliği artar.
Yürüdüğü yollarda hele de ana saydığı yolunda molaya ihtiyacı olabilir, durakta durma tekrar
hazırlanma gibi ihtiyaçlar. Yola tekrar koyulmak zaman alabilir. Böyle olunca bir başka yola
baş konabilir.
Gün olur ki, gittiği ana yolu tamamen kapanabilir, yoldaşından ayrı düşebilir yani hayatında
o yol kapanmıştır artık varacağı yerle ipleri kopmuştur, düğümler ipi germiş ve koparmıştır.
Biraz inzivadır belki, yorulan yolundan olmuş adımları toparlayacak.
Başka yolların hayatında var oluşuyla ya da başka açılacak yolda yol almakla, o kapanan, ipi
koparılmış yolun yeri dolar.
İnsanın yürüdüğü, nefes alıp verdiği her yol, illa isteyerek başlanan bir yol olmayabilir. Bazen
birinin tercihidir yol, bazen sadece görebildiğindir, bazense kendini nasıl orada bulduğunu
bile bilemediğindir.
Ama nefeslenen sensin. Kendine duraklar seçecek olan çantasını sırtında taşıyan.

Çantasına geçtiği her yoldan topladığı tohumlarıyla yoluna yeşili katacak olan.
Yola çıkarken herkese hazırlık yapması için bir zaman verilmemiş olabilir ama o topladığı
tohumlar avuçlarında olmalıdır, çantasına atamamış olsa bile.
Peki, yol varılması gereken bir şey midir?
Varılması hedeflenen yer haline gelmesi mi gerekir, hakkını vermiş olmak, başarılı sayılmak
için?
Bazıları için hiç sayılabilecek bambaşka bir yere çıkan.
Hiç akılda olmayanları öğrenerek.
Bazen eli boş, kalbi taşmış.
Bazense hep yolda kalmayı öğrenerek ve kalmayı seçerek.
Hiç bitmeyecek bugünün, yarının hayırlar getireceğine inanarak.
Nefessiz kaldığı yerde, hâlâ o yerde var görünürken, duygularını yerle gök arasındaki ipe
sarmış sarmalamış göğe sunmuş hâlde…
Aslında yol, ne mesafeler, ne mekân, ne amaçlar, ne varışlar.
Yol, kendine nerede olursan ol seçtiğin duraklar, nefes için yerle gök arasına gerdiğin ip, ipine
sardığın yoldaş iplerdir.
Gökten gelen süt rengiyle, ipine beyazlığı sağlama sırrı yolculuğu…

Sayı: Sayı 02

Kategori: Deneme

Yazar: Rahime Güneş