Sürgün Dergisi'ne destek olmak ister misin?

Destek Ol

Sürgün Dergisi Logo

Bir Otobiyografi Denemesi

hikayem,

gülün kızarmasına öykünmekle meşgul.

Ölüm ki ölümler doğurur

ben hep yeniden doğmayı diledim

oysa hazan vakitleri ölümü boynuma dolar

bu annemden hatıradır bana

henüz onda yaşarken kalan.

 

-bebekler çirkin olmaz – 

 

solgun bir yüzle merhaba demişim

merhaba ey ailem

cevap almış olmayı dilerdim

bir tuğla düşer

duvar hep eksik kalır

bundandır benle büyür kundaktaki yalnızlığım.

 

yaşadıkça bir ağaç kolluyorum

dallarına kanatlanmayı umarak

korkuyorum korktukça serçelerin yalnızlığı büyüyor

sonra cami duvarına sığınıyorum anneye koşar gibi

Üsküdar’da.

oysa ne kadar daldan dala konsam da

illaki bir kuş evi boşta kalıyor

korkum tufanda boğulmak iken dağ tepesinde.

insanlar kendimi konduramadığım kalabalığa hırsla atılıyor

oysa hipodromun dışına koşan at 

heyecanımı diri tutar

ne zamanki korkmuş hissettim orda

uykuda buldum kendimi

işte o zamanlar düşler kurdum düşmediğim.

 

gençlik uykuları ölümü ağırdan alır

içimde dönüp duruyorken gece ve ay.

yılgın savrulmaların yağmaların inatçı sevdasına rağmen

yaşamak tutunur paçalarımdan

yaşamak; bir başka baharı daha taze..

 

yazık ki ölümler diri tutacak güçte değiller

çünkü her gün mezarlardan geçmem gerekti

yurduma varmam için

çünkü topraktan geldiğimden hep göğsüm deşildi.

 

heybemde ölüm sözcükleri

rüzgar vuruyorken saçıma saçıma.

 

haritalar sunarken herkese

bana kuytular düştü

dedim neredeyim ben

nerede emin belde?

Sayı: Sayı 04

Kategori: Şiir

Yazar: Muhammed Sönmez